"En büyük kara paranin, illegal hayvan ticaretinde
nasil döndügünü hep merak ediyorum!"

Süha DERBENT


Vahsi dogada hayvan portrereleri çekmek için, onlarla yüz yüze gelebilmek gerekiyor. Bu, benim için zorlu bir ugras. Çünkü onlarin hayatini izlemeye baslayinca kendimle de yüz yüze geldim. Bir anlamda yüzlestim aslinda. Herkesin doga, hayvanlar ve kendisi ile yüzlesmesini istedim.




Çünkü son 24 saat içinde, herbiri evrimin 4 milyar yillik ortak ürünü olan 1türlerin içinden 3 canli türünün soyu 2tükendi. Evet ne yazik ki bu durum,  her gün insanlar ise giderken, çalisirken, eglenirken ve gece evlerinde  huzurla uyurken  basimiza gelen bir katliamdan baska birsey degil!

Evet, biz bunu basarmak için çok çalistik. Burada amaç ise genellikle daha yüksek yasam standartlari, daha fazla tüketim, daha çok yerlesim alani saglamak gibi somut durumlardan ibaret. Bugün net olarak, biyolojik üretimin yüzde 40'ini biz kullaniyor ve harciyoruz.3. ABD, Kanada, Ingiltere ve diger gelismis ülkelerde yasayanlar, toplam dünya nüfusunun  yüzde 23'ü kadar, ama yeryüzünde yasami destekleyen kaynaklarin yüzde 80-90'ini kullaniyorlar.4  Insanoglu sadece ihtiyaçlari için dogal kaynaklari tüketmekle kalmiyor tabii ki. Bazen de bu tüketigin yerini; çesitli kazalar, yok edilmesi gereken atiklar, belki ormanlik alanlara dikkatsizce atilan bir kibrit ya da sigara izmariti veya siklikla ticari nedenlerle, bazen de sadece zevk için çekilen tetik aliyor. Ve tabii ki sona dogru yaklasiyoruz...

 



Önümüzdeki yüzyil içinde günde 30 türün tükenecegi tahmin ediliyor. Ve buna bagli olarak da yine önümüzdeki yüzyil dünyadaki türlerin yarisi tükenmis olacak.5

 

 "Hayvanlar" sever misiniz?, diye soruldugunda çogumuz buna olumlu yanit veriyoruz. Ve ben, herkes hayvanlari sevdigine göre dünyada silah ve uyusturucudan sonra en büyük kara paranin, illegal hayvan ticaretinde nasil döndügünü  hep merak ediyorum. Kimlerin kurutulmus kaplan penisi için binlerce dolar verdigini, afrodizyak madde bulundurdugu için bir gergedani, tek bacagini vurarak kaçamaz hale getirerek,  o halde kimlerin boynuzunu kestigini de merak ediyorum. Çünkü son 200 yil içinde dünya memelilerinden 60 tür tükendi.6 Öte yandan bizim durumumuza bakarsak; 1950'lerden bu yana insan populasyonu 2.5 milyardan - 5.7 milyara çikti. Önümüzdeki 50 yilda bu sayinin katlanmasi bekleniyor.7

 

Ve ben yedi yil önce basladigim vahsi doga fotografçiligi sirasinda, tüm yasamini hayvanlara adamis insanlarla karsilastim. Bazen sadece bir aslanin yasamini kolaylastirmak için, tüm yasamlarini ona adayip hiç bir popülaritesi, ödülü ve hatta maddi karsiligi olmadan bu isi yapan insanlari gördüm. Bir kaplana asik oldugu için ülkesini terk edip ormanda yasayan insanlar da tanidim. Ve son yillarda bu tür örneklere giderek daha sik tanik oluyorum. Yani artik böyle bir yasam biçimi bir çok insana sehirdeki yasamdan daha anlamli ve onurlu geliyor.



Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ilk fotosafari yaptigim güne kadar ben de bir çok hayvanseverden farkli degildim. Hayvanlari sevdigimi biliyordum ancak onlarin tükenislerini izlemek zorunda kaliyordum. Ama bu fotosafariler sonrasi hayvanseverlik  kavrami benim için de farkli bir hal almaya basladi. Dogaya hiçbir zararlari olmayan, ihtiyaçlarindan fazlasini tüketmeyen o essiz canlilarla karsilasmak onlara duydugum sevgiyi ve hayranligi giderek artirdi. Özellikle de çocuklugumdan bu yana hayran oldugum kediler benim için kaçinilmaz ilgi odagi oldu.. Sonuçta artik ben fotograf çekmek için seyahat eden bir fotografçi olmak yerine biraz da orada olmak ve gördüklerimi dünya ile paylasmak için fotograf çeker hale geldim. Çünkü orada, onlarin yakininda bulundugum süre içinde, hayvanlara yakin olabilmenin verdigi ayricalik duygusunun da disinda onlardan çok sey ögrendim. Onlara imrendim, hayran oldum ve saygi duydum. Gereksinimlerinden daha fazla yasam alani istemediklerini, aç olmadikça digerlerine karsi saldirgan olmadiklarini, rol yapmadiklarini ve bulunduklari ortama zarar vermeyip bu dengeyi koruduklarini gözledim.




Onlardan, sabirli olmayi ögrendim. Bazen bir hayvani ararken her gün, her an yeniden ümit edebilmeyi ögrendim. Iz sürerken onlari bulamadigim uzun günler boyunca günde kaç kez hayal kirikligini kaldirabilecegimi bana onlar ögretti. Davranis biçimleri ile ilgili yapilan arastirmalari okuyup bunu dogadaki deneyimlerimle birlestirerek; izlerken, akil yürütmeyi, tahminde bulunmayi ve muhakeme yapmayi ögrendim. Afrika'da, "iyi bir iz sürücü hayvan'n kendisi olur ve onu bulur" derler. Bu bilgileri hislerimle birlestirdigim zamanlar iyi bir iz sürücü olabildim ve hayvanlari görebildim. Tüm bunlari yasarken düsündügüm ve herkesin düsünmesini istedigim sey suydu. Vahsi hayvanlar doganin bizden daha az parçasi degiller ve doga üzerinde yasam biçimleri itibariyle bizden daha fazla hakka sahipler. Her ne amaçla olursa olsun onlarin yasam haklarina verdigimiz en küçük zarar, bize katlanarak geri dönüyor. Bizler artik 2000ili yillara baslarken neleri geri dönmemek üzere yitirdigimizi gözden geçirmeli ve buna göre tavrimizi belirlemeliyiz. Unutmayalim ki; çocuklarimiza, sadece resimlerini gösterebildigimiz hayvanlarin sayisi giderek artiyor. Yani birgün doga o kadar tükenecek ki, hayvanlari resimde gösterebilecegimiz gün, artik bizim de yasamimiz zorlasacak. Hatta o gün bizde olmayacagiz...


1 Peter Raven, Botanist, Missouri Botanik Bahçesi Müdürü, Wabhington Üni. Biyoloji Profesörü

2 Stuart L.Pimm, Tennesee Üni. Ekoloji Profesörü

3  Peter Raven, Botanist, Missouri Botanik Bahçesi Müdürü, Wabhington Üni. Biyoloji Profesörü

4  Peter Raven, Botanist, Missouri Botanik Bahçesi Müdürü, Wabhington Üni. Biyoloji Profesörü

5  Stuart L.Pimm, Tennesee Üni. Ekoloji Profesörü

6 Stuart L.Pimm, Tennesee Üni. Ekoloji Profesörü

7 Norman Myers, çevre gelisimi uzmani, yazar
-----

Suha Derbent ile iliskili diger web siteleri:

http://www.suhaderbent.com
http://www.dogadayasam.com
http://www.fotograf.net

Sonbahar - 2001 sayimiz; "Unutulan Insan "a ithaf edilmistir.

Bu sayidan itibaren
"
INSAN"i her boyuttaki deger ve varolusuyla animsatmaya yonelik
dusunsel ve gorsel urunlerinizi, ISIK BINYILI'nda yayinlamaya davet ediyoruz.
KIS-2002 - Ikinci Yildonumu sayisina katilim icin son gonderme tarihi: 10 Ocak 2002
ISIK BINYILI e-dergi; The Light Millennium, Inc., semsiyesi altinda "kamu yararina yayincilik"
yapmak uzere 17 Temmuz 2001 tarihinde, New York Valiligi'nin onayi ile ve
New York merkezli olmak
uzere,
ticari amac tasimayan bir kurum statusu kazanmistir.

HOME PAGE

TÜRKÇE
Içindekiler

@ The Light Millennium e-magazine was created and designed by Bircan ÜNVER. 7th issue. Sonbahar 2001, New York.
URL: http://www.lightmillennium.org