TÜRKÇE ANA SAYFA LM-ANA SAYFA SANAT ILETISIM
TÜRKÇE_IÇINDEKILER ARSIV YAZARLAR YORUMLAR
INGILIZCE_IÇINDEKILER LM-TV TELEVIZYON KADRO
KARANLIKTA HIÇBIR SEY KALMASIN!

Yurdanur Abla'nin baldan tatli kufurleri

Metin GULBAY


Yanlis animsamiyorsam 1970'li yillarin hemen basi veya 60'li yillarin sonuydu. Babam Yenice sigarasi icerdi. Filtresiz olan bu sigara yassi kutularda satilirdi. Yine Tekel'in urettigi, ki o yillarda Tekel'den baska sigara uretimini kimse yapamazdi, cunku yasakti, Bahar isimli bir sigara daha vardi. Onun da kutusu ayni Yenice gibiydi. Yenice sigarasini genellikle erkekler icerdi. Ya da bana oyle gelirdi babam ictigi icin. Bahar sigarasini da kadinlar. Cunku babama sormustum neden Bahar icmedigini ve belki beni kandirmak icin belki basindan savmak icin belki de gercekten oyle oldugu icin "onu kadinlar icer" demisti.

Askerlerin 12 Mart 1970'de hukumete verdigi muhtirayla Turkiye yeni bir donemece girdi. Parlamento kapanmadi ama yuzbinlerce solcu hapishanelere atildi. Aydinlarin cogu iskence gordu, kimi bedenen kimisi ise ruhen sakat kaldi. Toplumsal travmanin buyuklugu gerci 12 Eylul'de yasanan kadar olmadi ama Turkiye siyasal hayatinda sonucta uc solcu gencin asilmasiyla noktalanan bir surec yasandi.

Iste o gunlerde, yani genclerin icinde solcularin cok, siradan insanlarin icinde muhbirlerin daha cok oldugu gunlerde birileri cikip Bahar sigarasina kafayi takmisti. Bahar sigarasinin kutusunun uzerinde bir amblem vardi. Gercekten onun neyi simgeledigini hic animsamiyorum. Galiba ogrenmistim ama simdi hic mi hic animsamiyorum. Ama bu amblem cok unlu oldu.

Cunku bu amblemi ters cevirip baktiginizda, tabii biraz da dusgucunuzu kullanarak, bir Cinli goruyordunuz.

Bu Cinli, iddiaya gore MaoZedung'un bizzat kendisi idi.

O sirada Cin lideri Mao hala yasiyordu ve popularitesi cok buyuktu.

Maocu olmak solcunun en ama en kotusu olmak demekti.

Boylece Bahar sigarasi eliyle Turkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir kurumu Komunizm propagandasi yapiyordu. Polislere ihbar edilen bu durum onlari harekete gecirmis ve o sirada trajikomik olaylar yasanmisti. Bahar sigarasi icenlerden bazilari Komunizm propagandasi yapiyor diye gozaltina alinmis ve olay gazetelere bile yansimisti.

Ankara'da oturuyorduk o yillarda. Benim tum cocukluk ve genclik yillarim Ankara'da gecti. Bu kentin yasamimda cok agirlikli bir yeri vardir.

Kapi komsumuzun kucuk kizi, kucuk dedigime bakmayin iki cocugu vardi, Yurdanur Abla Bahar sigarasi icerdi. Hem de gunde uc paket.

Ailece agizlari bozuktu. Babasi demirci ustasiydi ama emekli olmustu.

Kimseye zararlari olmazdi.

Yurdanur Abla'yi bu olaylarin ciktigi gunlerde korkutmaya karar verdim.

Bir gun yine bize kahve icmeye geldiginde "biliyor musun" dedim. "Basin su sigara yuzunden derde girecek".

"Amaaan" dedi, "At'n olumu arpadan olsun".

Sigaranin sagligina zarar verdigini soyledigimi sanmisti.

"Iceri atiyorlarmis Bahar sigarasi icenleri" dedim.

Elinde sigarasi kalakaldi. Yuzume bakti birkac saniye, saka yapip yapmadigimi anlamaya calisti. Sonra "ayol nesi varmis sigara icmenin" diye cikisti.

"Haberin yok galiba, Bahar sigarasinin uzerinde Mao'nun resmi varmis" diye korkutmaya calistim.

Yurdanur Abla'nin tabii Mao'dan falan haberi yoktu.

"Eee ne olmus" dedi.

Merakini iyice somurmeye ve panikletmeye calistim.

"Sen tabii bilmezsin bu Mao denilen adam, Kizil Cin'in (o zamanlar bu deyim kullanilirdi, tek basina Cin demek hani simdi sozde lafini kullanmadan edilen sozlere benzerdi ve vatana ihanetle es tutulurdu) baskani, cok tehlikelidir, bu sigarayi icenler de onun yani Komunizm'in propagandasini yapiyorlarmis, daha gecen gun polis bir kisiyi tutukladi".

Yurdanur Abla sag elinin parmaklari arasinda tuttugu yarim yamalak icebildigi Bahar sigarasini dudaklarinin arasina yerlestirerek uzun bir nefes cekti.

O sirada gozlerini kismis bir bana bir anneme bakiyordu.

Benim saka yaptigimi anlayan ancak sanirim keyfimi bozmak istemeyen zavalli annem de hic renk vermeden duruyordu.

Yurdanur Abla "Saadet" dedi. "Bu dogru mu soyluyor yoksa dalga mi geciyor".

Annem artik daha fazla dayanamayip makaralari koyuverdi.

Onun guldugunu gorunce Yurdanur Abla da rahatladi.

Icine cektigi buyucek nefesi havaya savurdu keyifle.

Rahatlamanin verdigi ozgurlukle "Sicmisim carklarina" dedi, "Beni sigaramdan kimse ayiramaz".

Yurdanur Abla hala Bahar sigarasi icmiyordur eminim. Cunku artik bulunmuyor.

Yurdanur Abla ile Bahar sigarasini animsamama 29 Mart 2001 gunu gazetede okudugum bir haber neden oldu. Istanbul Zeytinburnu'ndaki bir kebapcida polisler kara kasli, kara biyikli, tipik bir Turk erkegine benzetilen tuzluklari suc unsuru sayip kebap dukkaninin sahibini karakola goturmustu.

Gerekce ise tuzluklarin uzerindeki erkegin Abdullah Ocalan'a benzetilmesiydi. Yani bu adamlar caktirmadan tuzluklar vasitasiyla PKK propagandasi, daha da yani boluculuk propagandasi yapiyorlardi.

Olay 2,5 ay once bir kominin sebze almak icin pazara gitmesiyle baslamisti. Alisveris sirasinda biyiklari, kaslari ve burnuyla tipki ocakbasinda calisan ustasina benzeyen bir tuzluk goren cirak, saka yapmak icin hemen tanesi 250 bin liradan satilan tuzluklardan 12 adet alarak ise donmustu.

Haberin ilgili bolumunu isterseniz gazeteden okuyalim: "Isyerine geldiginde tuzluklar tum calisanlarin eglencesi haline geldi. Tuzluklarla ilgili esprilere hosgoruyle yaklasan ascibasi da kabul edince tuzluklar masalara dizildi.

Ancak tuzluklarin "goreve baslamasindan" birkac gun sonra ocakbasinin surekli musterisi olan sivil giyimli polisler, "Beyler hakkinizda ihbar var" diyerek cikageldi!

Arama emri gostermeyen ve zaten arama da yapmayan polisler, tuzluklari alip mekan sahibine, "Bu tuzluklar Apo'ya benziyor. Bizimle birlikte karakola geliyorsun" dedi.

Isyeri sahibini gozaltina alan polis, masalardaki tuzluklari da delil olarak bir posetin icine koyup yanlarina alarak karakola goturdu. Isyeri sahibi, karakolda tuzluklari alirken hicbir art niyetinin olmadigini anlatmaya calissa da polisler ifade aldiktan sonra, isyeri sahibi ve tuzluklar", Zeytinburnu Ilce Emniyet Mudurlugu'ne goturdu.

Polisler, isyeri sahibi ve sakincali tuzluklari mudurlukte emniyet amirinin yanina kadar cikardi. Olay anlatildiginda sasiran emniyet amiri polislere, "Ne yapiyorsunuz kardesim. Boyle suc mu olur! Apo duysa halimize guler. Adami gonderin gitsin", diyerek tepki gosterdi.

Ocakbasi'ndaki ustaya saka yapmak icin alinan tuzluklar yuzunden karakolluk olan isyeri sahibi serbest birakilirken delil olarak alinan tuzluklar ise polislerde kaldi."

Otuz bir yil onceki o olaya ben hala guluyorum.

Yasasa annem de gulerdi.

Yurdanur Abla ise simdi nerededir, yasıyor mu acaba bilmiyorum.

Cok tatli bir insandi. O kadar kufur ederdi, ama bize sanki agzindan bal akiyormus gibi gelirdi.

Yirmi dort daireli apartmanda da kimse onun kufurlerini hic ciddiye almaz gulerek dinlerdi.

Cunku o, cok yerinde ve hakedene kufur savururdu.

Bu olayi da duysa saniyorum yine o baldan tatli kufurlerinden birini esirgemezdi.

Oyle degil mi Yurdanur Abla!

Bu sayi Queens Public Televizyonu'na ; Amerika'da düsünce ozgürlügü ve demokrasiyi en ideal olarak uygulayan kuruluslardan biri oldugu icin ithaf edilmistir.

TÜRKÇE
Anasayfa

Ingilizce
Içindekiler

@ISIK BINYILI dergisi, Bircan ÜNVER tarafindan tasarlanmis ve uretilmistir. Altinci sayi. Bahar 2001, New York.
URL: http://www.lightmillennium.org