KARANLIKTA HIÇ BIR SEY KALMASIN!
Yeni Nüklear Silahlara HAYIR... Yeni Nükleer Hedeflere HAYIR... Nükleer Savas Için Yeni Gerekçelere HAYIR... Nükleer Testlere HAYIR...
Yildiz Savaslarina HAYIR... Uzayin Silahlandirilmasina HAYIR...
Her Çesit Silah Üretimine, Savas ve Savas Kültürüne HAYIR...
Yeryüzümüz henüz bir tane... Onu tahriplerimiz sonucu yok edersek, baska nereye gidecegiz?

Mektup
17/11/2001 -
Gece  3:25

Bir Sanatcinin Cigligi:
Selami YILDIRIM
   

                                                                                                                               

"Yasam , günesten kopan toz bulutunun dünyaya inisi."

Selami Yildirim, atolyesinde bir resmi üzerinde çalisirken...

Selami YILDIRIM’dan asagidaki mektuplardan sonra aldigim bir e-mailde “intihar”in sinirlarinda dolastigini ve o sonuca varmadan, mutlaka kendisine bir e-mail yazmami rica ediyordu. Bir kez Istanbul’da Tuyap Kitap Fuari’nda (Kasim, 2000) tanismistik. Ressam oldugunu belirtmisti. Ilgilenirse resimlerini ISIK BINYILI’nda tanitabiliriz, dedim. Cok heyecanlandi. New York’a dondukten aylar sonra postadan bir yazi ve A4 kagida yapilmis desen ve bazi resimlerinin fotograflari geldi. Onlari gectigimiz Bahar-2001 sayisinda yayinladik.



Mektuplarindaki CIGLIGI’nin dozu, e-mailinde bu kez bir feryada donusmustu. Mugla’dan New York’a uzanan feryadi karsisinda hem endiselenmis hem de cok tedirgin olmustum. Ancak bir sanatcinin temel sorunlarina cozum getirici anlamda, nasil yardimci olabilecektim ki! Sonucta, gonderdigi mektupda yer alan cep telefonundan kendisini aradim. Biraz endiseli ve istemeden de olsa biraz otoriter bir sesle; “Yeryuzundeki tum sanatcilar, eger bugun adlarini aniyorsak, boyle guc donemleri astiklari icin, onlari ve sanatini biliyoruz. Direnmenin ve var olmanin tek kaynagi, uretmek… Siz uretmeye devam edin… Gonderdiginiz olcude burada yayinlariz. Resimlerinizle ilgili haberler almayi tercih eder ve iyi haberlerinizi bekleriz.” dedim. Telefonla aramam surpriz olmustu. Cok tesekkur etti. O gunden bugune Selami YILDIRIM’dan hic bir mektup ya da e-mail gelmedi. CIGLIGINI bu sayfalarda duyurarak, ola ki sanat uretimine devam edebilmesine bir kapi aralanir dusuncesiyle, mektuplarini asagida yayinliyoruz. Isik Binyili




* * * * *

Merhaba ISIK BINYILI:

Is ve dunya yasaminizda kolayliklar dilerim.

Size nasil tesekkur edecegimi bilmiyorum. Bu yuzdendir ki size bu gune degin e-mailler haric, iki satir bile yazamadim. Bu belki de benim size saygimdan olsa gerek ya da kendimce “ Hadi be o seni ne yapsin.” cilik mantigiyla hareketimden veya, veya, veya, veya’larimdan. Sizinle Istanbul’da (Tuyap Kitap Fuari) gorustugumden bu yana idealimde yasattigim sanatla yasama bicimini yon vermekle ugrasiyordum. Sizden sonra Bodrum”da (Mugla) is buldum. Orada  bir muddet calistim.  Para biriktirdim. Boya ve tuval isini hallettim. Sonra amcama ait kapali bir yer vardi. Orayi  kiraladim derken 250*300 cm. Olan tuvalleri calisma zamani gelmisti. Fakat  bu calismayi yapmam icin psikolojik hazirliklari yapmam gerekti.

Bu arada Istanbul’a gidip gele , gidip gele M.Guleryuzle tanistim. Bu tanismayi degerlendirmek  gerekiyordu. Fakat ev ve atolye sorunu vardi. Neyseki M. Guleryuz bana atolyesini acti. Ama bu seferde M. Guleryuz’un benimle ilgilenmesi ve maddi destek saglayamayacagi ortaya cikti. Cunku UPS’in genel muduru yapilmisti. O yuzden yurt disinda olacagindan o da olmadi.


Ben koye dondum. Kendi kendime toprak boyalarla calismaya basladim.Yani tuvallere isinma turlariydi. M. Guleryuz’un Turkiye’de oldugu zamanlarda toprak boya calismalarimin isiginda yon vermeleri sayesinde tuvallere isinmistim. Ve iste tuvallerle basbasaydim. Evrene minnet borcumu odemek uzere gecelerden bir vakit tuvallere resim yapmaya basladim. Iste yaz boyunca biriktirdigim paralarin semeresini goruyordum. Tabii zor  gunler baslamisti. Ne de olsa  250*300 cm. tuvallerdi. Tanri’dan(dilimize pelesenk) radyo vardi. Tum caz ve klasikleri kulagima getiriyordu.

Bu arada param bittigi icin sigir bakmaya basladim yevmiyeyle. Derken bir yil icinde 7 adet tablo ortaya koydum. Bunlara mukabil 150’ye yakin kagit  uzerine yagli boya+murekkep+sulu boya gibi resimler yaptim(50*70). Bu arada M. Guleryuz’de bu resimlerin fotograflarini gordu. Tam not verdi. Sergi acmak icin onlarca salon sahibine ve secici kurul uyelerine gosterdim. Tum salonlar 2004’de kadar dolu imis. Ama ben yilmadim. Galerilerin secici kurularina dosyalarimi gondermeye devam ediyorum. Bu gune degin 100$’dan fazla foto+posta masrafim var. Ama yilmayacagim. Bu 7’li konsepti yani evrene borcu odemek. Bundan sonra renklerin dilini soyutun gucunu hic bir objeye ya da varliga bagli kalmadan tuvallerde insanlara dogaçlama olarak sunacagim.


Bundan sonra yapacagim isler pek buralarda anlasilacaga benzemiyor. O yuzdendir ki atolyeye girmeden yurt disinda bir yerlerde yapmak isterdim. Ama yok ki bir imkan, olsa bile parasi olmayan yapabilir mi?(yapamaz)

Size bir de uc bes misralik resimlerimin ortak siirini gonderiyorum. Takdir sizin.

Ben yazdim. Sanirim siz de bana uc bes satirla dusuncelerinizi anlatirsiniz. Ayrica fotograflara bakarak her tablo icin birer satirlik birseyler yazar misiniz?

Bana zaman ayirdiginiz icin cok tesekkurler.

En kisa zamanda tekrar yazismak uzere saygi ve sevgiyle……..


Hoscakalin.
Selami YILDIRIM/
2001


* * * * *

Yildizlar vardi

                  Gokyuzunde gece

Aktilar, aktilar, aktilar
Minik baliklar gibi kayboldular
Araya
Soguk mu soguk
Bir perde girdi sanki
Bosalttikca bosaltti bulut
Sulu sulu karini
Sonra sonra……..

Can sesleri
Ezan sesleri
Hz. Ali’nin kanat sesleri
Ugultuyla cekildi bulut…..

Yildizlar…..
Kaydi kaydi kaydilar
Okyanusta kayboldular sanki
Sanki balik oldular
Sanki usul usul bize sokuldular.

Ay dolunay olmus
Doguruyordu yeni ayini

Gunes Tanri’ya kizginligindan patliyordu
Karariyordu

Kainat
Kainatsa insanlarin gazabindan nefes alamiyordu
Insanlarsa kendi gazaplarindan
Kiyametlerini yaratiyorlardi


17/11/2001

Mugla/Turgut
Isimsiz


* * * * *

Mektup: II
26/12/2001




Merhaba ISIK BINYILI,

Dunya yasaminizda kolayliklar dilerim. Bu yasamda bana, “ Nasilsin? Diye sorarsaniz bende;”eh bir bicimde yasiyorum” cevabi var.

Bu mektubu okuduktan sonra bana mail adresimden cevap verirseniz, sevinirim. Cunku ivedilikle yapmak istedigim seyleri yapmak istiyorum. Yapmak istediklerimi size yazdigim mektupta ya da her firsatta dikte ediyorum. Belki siz de bundan usanmissinizdir. Ama usanmayin. Eger ben diktelerimi gerceklestirirsem, bunda en buyuk pay sizin olacak. Eger gerceklesmez ise ben bu dunyada yasamanin onemli olmadigini dusunuyorum. Yani kendi kendine tasfiye etme yontemi. Daha acik deyisle, “yasamima son vermek’. Bu kaniya varmak kolay degil. Fakat gecmis biografilere baktigimda ya tam anlamiyla yasaminda basarili olup, yapacak isi kalmadiginda, ya da birseyleri yapmak isteyip yolunda gitmediginde, bu tur konularin agir bastigi ve yasama karsi en dogru davranisin yasama kendi kendine son verme us’umuzu daha dogru oldugu anlasilmis ve gunumuzde de bu tur eylemler devam etmekte…

Bu mektup size yazacagim son mektup degil. Cunku size yazacagim son mektup yukarida yazdigim eylemi gerceklestirmeden yazacagim satirlara son bulacak. Ama yasamdan dilegim beni gene de hayatta birakmasi ve insanlara, kainata faydali insan olmama yardimci olmasi.

Yasam  bir ceninin, insan vucudunda baslayan maddesel birikimlerin sonucunda baslayip olusan, bir baska insan vucudunda ya da hareket eden canli vucudunda gelisimler sonucu yasamda nefes alip vermeye, yasamsal olguya karismaya baslar. Yasami yasamak zamanin gereklerine uymayi ogrenmesi. Zamanin gereklerinde zor gerekleri ustlenmesi, yasadigi yerin gereklerine haricinde tum canlilari onemseyip kendini onlara adamasi sizce cilginlik mi?

Bu bir cilginliksa, bu cilginligi yapmayi butun istegimle Kabul ediyorum.

Size yazacaklarim bu kadar. Az da olsa beni tanidiniz. Hakkimda ne dusunurseniz dusunun! Ben benim yani SELAMI YILDIRIM.

Size bu mektubu okuttugum icin ozur diliyorum. Benden size ve yardimcilariniza, dostlariniza sevgi ve saygilar.

Hoscakalin.
Selami YILDIRIM
_ . _

Selami   YILDIRIM: "Sanat,  Saglik  ve  As  Veren  Bir Kurum"

   
Bu sayi Nükleer Tehlike'ye karsi ortak bir bilinc olusturmaya ve de
Amerika'da "
Islam"a karsi olusmus onyargilarin azaltilmasina ithaf edilmistir.
ISIK BINYILI e-dergisi - The Light Millennium, Inc., bunyesinde
kamu yararina yayinclik ilkesiyle 17 Temmuz 2001 tarihinde
New York'ta kuruldu.

Kurucu Baskan: Bircan Ünver

ISIK BINYILI: AMAC

"ISIK BINYILI'NIN OZ'Ü SIZLERSINIZ..."
Global Baris Hareketine EVET, Birbirimizi Anlamaya ve Sevmeye EVET, Yüce Insanlik Için EVET, Biricik Yeryüzünü Korumaya EVET,
Daha Iyi Yarinlar Için Büyük Düslere EVET, Global Pozitif Bir Enerjinin Olusmasina EVET, Global Seffaflikla Iç Dünyamiz ve Düsüncelerimizi Aydinlatmaya EVET...
ISIK BINYILI ile ilgili medya bülteni ve kültürel etkinliklerle ilgili duyurulari almak istiyorsaniz,
lütfen bize yaziniz . Iletisim> contact@lightmillennium.org

Yazili ve gorsel ürünlerinizi YAYIN ILKELERIMIZ çerçevesinde,
yayinlanmak üzere dilediginiz zaman gonderebilirsiniz...
ILETISIM

TÜRKÇE
ANASAYFA

YAYIN
ILKELERI

@ ISIK BINYILI e-dergisi Bircan ÜNVER tarafindan tasarlanmis ve üretilmistir.
9ncu Sayi. Yaz - 2002, New York.
URL: http://www.lightmillennium.org
ISIK BINYILI platformunun düsünsel ürünlerinizle devamini sagladiginiz ve ziyaretiniz için çok tesekkur ediyoruz.
ISIK BINYILI, Mac platformunda uretilmistir.