EVERYTHING SHOULD BE UNDER THE SUN...
NO To New Nuclear Weapons... NO To New Nuclear Targets... NO To New Pretexts For Nuclear War... NO To Nuclear Testing...
NO To Star Wars... NO To Weapons In Space...
NOTo All Types Of Weapons, War & War Culture...
We have only one WORLD yet! If we destroy it, where else will we go?
http://lightmillennium.org
Mission of the Lightmillennium.Org
About the Lightmillennium.Org
Events of the Lightmillennium.Org
Supporters of the Light Millennium
The Light Millennium TV Programs
Archive of the Lightmillennium.Org
Participants of the Lightmillennium.Org
BoD, A.Board and Volunteer Rep. of the Lightmillennium.Org
Contact information of the Lightmillennium.Org
YES For The Global Peace Movement, YES Loving & Caring Each Other, YES Greatness in Humanity, YES Saving Our Unique Mother Earth,
YES Great Dreams For Better Tomorrows, YES Emerging Positive Global Energy, YES National and Global Transparency, and YES Lighting Our Souls & Minds.

AÇIK SINIF II - On-Line
http://www.lightmillennium.org
* Oykülü Gecelerden - Açik Sinif/Okuma Aksamlarina...
Kitap Adi: OKURUMA MEKTUPLAR - 3ncü Basim
Yazari: Nurullah ATAÇ
Yayinevi: Can Yayinlari - Istanbul
Proje sahibi ve Yonetmeni: Bircan Ünver
Proje sorumlulari: Bircan Ünver & Figen Bingül
Iletisim: aciksinif@lightmillennium.org

Üçüncü Hafta - 20 Mart 2004

Yalnizlik

 
"Siz sevilmenin, begenilmenin türlü türlü oldugunu mu sanirsiniz? Sevdigimin beni sevmesi baska, okurlarimin beni begenmesi baska... Eskiden belki ben de bunlarin ikisini birbirinden büsbütün baska seyler sanirdim ki sonradan anladim, degil."


Okurum, ey benim benzerim,

Sair: "Eylese Nef'i nola gonlüyle daim bezm-i has.. Hem kadeh hem bade hem bir suh sakidir gonül" diyor, bir baskasina, Nesati'ye gore de: "Dil ki hem ayine hem tuti-i sekkerhadir."Gayre muhtaç degil kendi ile güyadir". Iyi bunlar ya, sizi bilmem, ben hoslanmiyorum yalnizliktan, sevmem kendimle bas basa kalmayi. Bir güzel, oyle güler yüzlü, dili tatli bir güzel degildir benim gonlüm, dünyayi isiklandirip bagislayiveren bir içki sunmaz bana, sifasi yok bir agu içirir. Kaçarim ondan, insanlar arasina, kitaplar arasina kaçarim. Konusmakla, olmazsa yazmakla unutmaya çalisirim onu. Fransiz yazarlarindan biri, Jean Rostand: "Çalismanin aciligi, kisiye haddini bildirmesidir" der, delikanli sozü bu da, büyüklük umutlarini yitrmemis, yeneceginden süphesi olmadigi icin güçlüklerle karsilasmayi dileyen genç bir adamin sozü. Bir yastan sonra kisiye asil yalnizlik, bos oturmak, kendisiyle kapanmak, kendine kapanmak bildiriyor haddini. Çikayim kendimden, gormeyeyim, düsünmeyeyim kendimi ki avunabileyim. Dogruymus meger ben'in tiksinilecek, hinç uyandiran bir sey oldugu, "Le moi est haissable". Hayir, Pascal'in dedigi anlamda degil, herkesin anladigi anlamda degil, soyleyin kendinizi, anlatin boyuna "ben...ben..." demekten çekinmeyin, ovünün, bobürlenin, ama sakin bakmayin içinize, dinlemeyin kendinizi, içinizin fisiltilarina, o üzgün üzgün anlattiklarina kapayin kulaklarinizi. Bilmem sizi, siz belki oyle degilsiniz, ama ben size "ey benim benzerim", dedim, bu sayfayi çevirip geçmediginiz için, benim mektubumu okudugunuz için sizin de bana benzediginizi sandim, dert ortagimsinizdir diye sizinle dertlesmek istedim.


Kisinin yalnizligi sevebilmesi için arkasinda, içine güven verecek hatiralari olmasi gerekir. Ben o eski defterleri ne zaman karistirsam birtakim basarisizliklar gorüyorum. Neler kurmustum ben de! Begenilen, alkislanan bir yazar olacaktim. Oyle çok kimselerin, yiginlarin benim yazilarimi okumasini beklemiyordum, birkaç kisi, Stendhal'in dedigi "mutlu azinlik
" beni anlasin, yeterdi bana, Baudelaire birini overken: "Celebre pour Quelques uns" der, " birkaç kisi için ünlü", ben de iste o birkaç kisiyi aradim. Eremedim mi bu dilegime? Tanitamadim mi kendimi kimseye? Zor onu soylemek, var beni de begenenler, gorüyorum; yazilarimi okuyorlar. Çogu: "Saçma!" deyip omuzlarini silkiyorlar da, içlerinde: "Iyi... Dogru..." diyenler de olur. Ama yetmiyor bu iste, neden yalan soyleyeyim, yetmiyor. Niçin mi?


Siz, ey benim okurum, bana benzeyen yahut benzemeyen okurum, omrünüzde sevildiniz mi hiç? Soyle gerçekten sevildiniz mi? Gerçekten sevilmenin ne oldugunu düsündünüz mü? Ben soyleyeyim size sevilmek ne demektir, ben bilirim onun ne oldugunu. Sevildigim için degil, sevilmedigim için, omrümde beni gerçekten sevmis bir tek kisi olmadigi için bilirim. Sevilmek, bir kimsenin gozünde essiz olmaktir; sizi seven kisi, size yeryüzünde bir tane diye bakmiyorsa, sizi sadece insanlar arasinda bir insan, ancak sevilecek bir insan sayiyorsa, kabartmayin koltuklarinizi, siz de sevilmemissiniz demektir. Sizi baskalariyla olçebiliyorsa, sonunda sizi hepsinden üstün bulsa dahi, bilin ki sizi sevmiyor, gerçekten sevmiyor, hoslaniyor sizden, iste o kadar, yerinize bir baskasini koyabilir. Ne diyor Sultan Süleyman? "Askima mustagrakim kilmam nazar hiçbir yana... Bilmezsem var mi cihanda sana benzer ya degil
." Gerçekten seven oyle olur iste, yeryüzünde sevgilisine benzer bir kisi daha var mi, yok mu, sevgilisi oteki insanlardan üstün müdür, degil midir, üstünse neden üstündür, onu arastiramaz. Bunu arastirabiliyorsa, sevgilisinin baskalarindan üstünlügünü gormeye ihtiyaci var demektir, onu gerçekten sevse onun üstünlügünü gormeye ihtiyaci olmaz, içi ile bilir onu, günesin isigini bilir gibi bilir... Ama benim niyetim size sevgiden açmak degildi.


Siz sevilmenin, begenilmenin türlü türlü oldugunu mu sanirsiniz? Sevdigimin beni sevmesi baska, okurlarimin beni begenmesi baska... Eskiden belki ben de bunlarin ikisini birbirinden büsbütün baska seyler sanirdim ki sonradan anladim, degil. Bir yazar, bir sanat adami okurlarinin kendisini bir sevgilinin sevmesi gibi begenmesini istiyor. Siz nasil sevdiginize essiz bir insan, baska kimse ile karsilastirilamayacak, yerine konamayacak bir varlik diye bakiyorsaniz, bir yazarin da, bir sanat adaminin da oyle begenilmeye ihtiyaci vardir. Neden bu yazilara ben Okuruma Mektuplar diyorum? Neden bir kimsenin adini soyleyemiyorum? Benim yazilarimi, o dedigim gibi begenen, oyle seven bir kimse bulunmadigini biliyorum da onun için. Olsaydi, belki de o kardes insanla, benligi benligime uygun, benligi benim benligimle tamamlanan insanla yetinirdim. Anliyorsunuz, benim yazilarimi sunun için, bunun için degil, soyle boyle birtakim güzellikler gordügü için degil, sadece benim yazilarim oldugu için okuyacak bir insan. Hani Montaigne: "Ben onu severdim çünkü o o idi, ben de benim" der, kendisine: "Neden okuyorsun bu adamin yazilarini?" diye sordugunuz zaman bunu soyleyebilecek bir insan. Bundan baska, sizi begenen ne kadar insan olursa olsun, bostur, bir tek degilsiniz, birinci degilsiniz. Oysa ki gerçek begenilmek de, gerçek sevilmek gibi, bir kisinin gozünde bir tek olmak, birinci olmak demektir.


Bu açidan, bu agudan kurtulmanin vardir bir çaresi diye düsünürsünüz: "Sen kendini bir tek, birinci say, yeter" dersiniz. Evet, ben de kendimi begenmeyecek degilim ya! Kisi kendini begenmezse çatlarmis. Degil oyle, ey benim okurum, kendimizi begenmek yetmez bize. Giderek bir süphe düser içimize: "Ben kendimi begenmiyorum ya, beni benden baska begenen kimse yok, demek ki ben de yaniliyorum, begenilecek, sevilecek bir insan degilmisim", deriz. Çevremizden, cevremizin yargilarindan büsbütün kurtulmak, onlara büsbütün aldirmamak elimizde midir? Monsieur Gide bir yerde: "Ben onemli bir kisi oldugumu biliyordum ya, bunun ancak çok sonra, ben oldükten sonra anlasilacagini saniyordum
", der. Aldanmayin bu soze, kanmayin; kendisini baskalarinin da onemsediklerini, essiz bir adam saydiklarini gozüyle gormeseydi bunu kendi kendine dahi soyleyemezdi. Onun da içine, benim içime oldugu gibi, bir günü (kiskançlik), bir haset çokerdi. Kimi günülüyorum ben? Kimi kiskaniyorum? Ne bileyim? Benim içimdeki günü belli bir kisiye karsi olsa, onu küçümserim de kurtulurum içimdeki aciliktan. Ün bana gelmiyor, demek ki bir baskasiyla gidiyor, onu seviyor. Ondan vazgecebilir, bir gün onu da silker atar, olsun, gene bana gelmez ya. Ben ünün seçecegi bütün kisileri günülüyorum. Basli basina bir günü, kimseye yonelmemis bir günü, boylesinin yarasi daha agirdir. Siz sevgilinizin kiminle oldugunu bilmezseniz daha çok üzülmez misiniz? Bütün gordüklerinizi, bütün düsündüklerinizi kiskanmaya baslarsiniz.

Neler soyledim gene? Nereden geliyor bu yakinma? Bakmayin bu dediklerime, yirtin bu mektubu, bastaki beyitleri okuyun, ikisi de güzeldir, hele Nefi'ninki çok güzeldir, inanin onun dedigine, unutun benim bu saçmasapan, birbirini tutmaz sozlerimi. Bakin, size Fuzuli'den bir beyit soyleyeyim, ona açin gonlünüzü de bu benim dediklerimden bir iz kalmasin: "Ey demadem resk tigiyle benim kanim dokup..." Olmayacak Fuzuli'yi açinca da aklima günülü, hasretli, resk'li beyitler geliyor, o duygudan kurtulamiyorum bugün, gideyim insanlar arasinda ovüneyim, kendimi begenip kurula kurula konusayim, belki oyle silkinirim kendimden.

 

5 Mart 1951


Üçüncü Hafta: 21 Mart 2005
-- YALNIZLIK &
-- GENE YALNIZLIK

Ikinci Hafta: 14 Mart 2005
-
-KARACAOGLAN

-- INTERAKTIF
(Sizin katilimlariniz...)

Ilk hafta : 7 Mart 2005

-- Projenin Onsozü

-- Projenin Tanimi
-- Nurullah ATAÇ'in Ozgeçmisi
-- Okuruma Mektuplar'in GIRIS'i

-- IKI KITAP
(Bu projenin ve kitabin ilk yazisi)

http://lightmillennium.org
Mission of the Lightmillennium.Org
About the Lightmillennium.Org
Events of the Lightmillennium.Org
Supporters of the Light Millennium
The Light Millennium TV Programs
Archive of the Lightmillennium.Org
Participants of the Lightmillennium.Org
BoD, A.Board and Volunteer Rep. of the Lightmillennium.Org
Contact information of the Lightmillennium.Org
If you wish to receive The Light Millennium's media releases, announcements or about future events
or to be part of the Light Millennium,
please send us an e-mail to:
contact@lightmillennium.org
YES For The Global Peace Movement, YES To Loving & Caring Each Other, YES To Greatness in Humanity, YES To Saving Our Unique Mother Earth,
YES To Great Dreams For Better Tomorrows, YES To Emerging Positive Global Energy, YES To National and Global Transparency, and
YES To Lighting Our Souls & Minds.

This e-magazine is under the umbrella of
The Light Millennium, which is
A Charitable, Under 501 (c) (3) Status, Not-For-Profit
organization based in New York.
Established in January 2000, and founded by Bircan Unver
on July 17, 2001
A Public Interest Multi-Media Global Platform.

"YOU ARE THE SOUL OF THIS GLOBAL PLATFORM."
aduman_logo_small.jpg
©The Light Millennium e-magazine
created and designed by Bircan ÜNVER since August 1999.
#13th Issue, New Year-2004.
Publishing Date: December 2003, New York
URL: http://lightmillennium.org
This site is copyright © 1999-2000-2001-2002-2003-2004-2005 and trademarks ™ of their respective owners & The Light Millennium.org.
The contents of this site may not be reproduce in whole or part without the expressed or written permission of creators.
All material contained here in is protected under all applicable international copyright laws. All rights reserved.

Thank you very much to all for being part of The Light Millennium.