|
Haz
ve Izdirap
Halil CIBRAN
Sonra bir kadin konustu:
"Bize
haz ve istiraptan bahset."
Ve
o cevap verdi:
"Hazziniz,
istirabinizin maskesiz halidir.
Ve
kahkahanizin yükseldigi ayni kuyu,
sik
sik gözyaslarinizla dolar.
Baska
türlü olabilmesi mümkün
müdür?
Istirabin
içinize kazidigi alan ne kadar
derin
olursa, o denli çok hazzi içerebilir.
Ve
sarabinizi tasiyanla, çömlekçinin
firininda
yanan
ayni kadeh degil midir?
Ve
sesi ruhunuzu oksayan lavta, daha önce
biçaklarla
oyulan tahtayla bir degil midir?
Kendinizi
neseli hissettiginizde
kalbinizin derinliklerine inin.
Farkedeceksiniz
ki, size bu sevinci veren,
daha önce üzülmenize neden olmustu.
Üzgün
oldugunuzde, tekrar kalbinize dönün.
Göreceksiniz
ki, daha önce sevinciniz olan
bir
sey için agliyorsunuz.
Bazilariniz,
"Haz, istiraptan daha anlamlidir"
der;
digerleri
ise, "Hayir, istirap daha anlamlidir".
Bense,
ikisi birbirinden ayrilamaz, diyorum.
Onlar
beraber gelirler.
Ve siz, bir tanesiyle masanizda otururken,
unutmayin
ki, digeri de yataginizda uyuyordur.
Gerçekte
siz, hazzinizla istirabiniz
arasinda bir terazi konumundasiniz.
Sadece bos oldugunuzda, hareketsiz
ve
dengede kalabilirsiniz.
Bir
hazine avcisi, altin ve gümüsünü
tartmak için
sizi kullandiginda, haz ve istirap kefeleriniz,
ister istemez, yükselip alçalacaktir."
|