|
Mumtaz
YENER USTAYA SAYGI
Ünlü
Ressamimizin 65inci sanat yilini kutluyoruz!
Nina Goksun SAY
1935 yilinda Istanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne
büyük bir begeniyle kabul edilen ve portfolio'sunu Prof. Nazmi Ziya Güran'a sunan Mümtaz
Yener'i hoca;
"Oglum meslegini iyi seçmissin ama,
ilerde seni zorlu bir yasam bekliyor!" diyerek
kendi desen atölyesine almistir.
Türk Resminin efsanelerinden büyük usta
Mümtaz Yener'in yapitlarini ve ödün vermeyen
sanatini izlerken Osmanli Imparatorlugu'nun çöküs
döneminden baslayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin
75 yillik gelisimini kendi kimliginde barindiran bir
sanatçiyi izlemenin coskusunu yasamamak olasi
degil.
Bir
Kadin Portresi, 1940 & Koro (1968 - 1978 Karincalar
Donemi)
Türk toplumsal tarihinde sehirlesme, isçilesme,
burjuvazi ve soyluluk gibi Osmanli Dönemi'nde baslayip,
sonra da Istanbul'da genç Türkiye Cumhuriyeti'nin
yarattigi Avrupa tipi aydin-entelektüel sinifin
olusumuyla süren dönemi yakindan yasayan sanatçi,
kendini taniyanlarin bildigi gibi, yasama sevinciyle
dolu üretken kisiligiyle hep yeni arayislara ve
özgür düsüncelere açik olmustur.
Türk Resim Sanati'nin uzun yillar gerçek
yerini bulamamasi nedeniyle kapali kalan bazi
sayfalar vardir; bu dönemler Mümtaz Yener'in
de aralarinda bulundugu kimi çok degerli sanatçinin
genç kusaklarca taninmasina engel olmustur. Yetenekli, üretken, toplumcu ve çagdas bati normlarinda
çalinan bir sanatçi olan Mümtaz Yener'in,
1930'lu yillardan bugüne, bas koydugu resim sanatinda
figürü ustaca yorumladigi yüzlerce deseni
ve pentürü bulunmaktadir. Çocugu kadar deger verdigi yapitlarindan
bugüne dek hiç elden çikarmadigi
kendi koleksiyonu, geçtigimiz sergilerinde izleme
olanagi buldugumuz özel koleksiyonlardan bazi yapitlar
ve daha önce hiç sergilenmeyen yeni bitirdigi
eserleri ile özel bir desen portfoliosunu da bu sanal sergide görebilirsiniz.
1918 yilinda, Yeniçeri Seyrekbasan Ismail Bey'in
torunu ve deniz subayi Abdullah (Yener) Bey ile yine
bir deniz subayinin kizi olan Nüzhet Hanim'in oglu
olarak Istanbul'da dogan Mümtaz Yener, Gelenbevi
Ortaokulu'ndan sonra 1935'te girdigi Istanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'nde Nazmi Ziya, Ibrahim
Çalli ve Leopold Levi atölyelerinde sekiz
yil boyunca egitim gördü. 1940 yilinda Istanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi salonlarinda dört yillik ögrencilerin
açtigi karma sergide "Bir Kadin Portresi"
ile basari ödülü aldi.
Bu yapit ayni yil Devlet Güzel Sanatlar
Dergisi'nde yayimlanmistir.
Yesil
Karincalar
Dönem arkadaslari Nuri Iyem, Avni Arbas, Selim
Turan, Agop Arad, Hasmet Akal, Ferruh Basaga, Turgut
Atalay ve Kemal Sönmezler ile 1940 yilinda
kurdugu "Yeniler Grubu"nun toplumsal
gerçekçi çizgisinden bugüne
degin hiç ödün vermemistir. Bu
sanatçi toplulug ilerki yillarda 65'i bulan
üyeleri ile -Faruk Morel, Ihan Arakon, Yusuf
Karaçay, Abidin Dino bunlardan yalnizca birkaçidir-Türk
Sanati'nda bir döneme damgasini vurmustur.
10
Mayis 1941 tarihinde Yeniler Grubu'nun Basin Birligi
binasinda gerçeklestirdigi
ilk sergi, gerçek bir balikçi tarafindan
açilisi yapilan
Liman Sergisi'dir; Mümtaz Yener bu
sergiye "Tamirat
Fabrikasi" , "Ajans Haberleri" ve "Balikçi
Portresi" adli üç yapiti ile katilmistir.
Yeniler Grubu'nun toplumsal konulari
isleyen bu sergileri 1950'lere dek sürmüs,
sanatçi bu dönem yapitlarinda henüz
ortaokul yillarindayken yaz tatillerinde gözlemledigi
ve çizdigi tersaneleri, fabrikalari, torna-tesfiye
atölyelerini, balikçilari, Haliç'i
ve tabii halki ve isçileri resmetmistir.
Resim
çalismalarinin yanisira 1950-60 yillari arasi
afis, grafik, karikatür ve sinema alanlarinda aktif
olarak çalinan sanatçi sayisiz filmde
dekoratörlük, sanat yönetmenligi, senaryo
yazarligi (Atlas Film) yapmis, "Papatya" (Ergenekon
Film, 1957) ve "Binnaz" (Atlas Film, 1959)
adli iki de film yönetmistir.
Yine bu yillarda Istanbul Belediyesi'nin "Fetih
Yil Dönümü" Resim Yarismasi'nda
"Rumeli Hisari" adli yapiti ile ödül
almistir.
Mevleliler,
1998
1960'li yillarda tuvallerine insanlarin ve
makinelerin yanisira, karincalar girmeye
baslamistir. Uzun sanat yasami içinde toplumsal
konular hep resimlerinin ana temasi olmus, ayrintici
üslubu ile usta isi figüratif yapitlarinda
hep kalabaliklari islemistir. Karincalarin yasamindaki toplumsallik
da sanatçiyi, bu yaratiklari resmettigi bir
metafora yöneltmis; bu ütopik sembolizm
1969'da "Karincalar Geliyor" adli tablosuyla
Türkiye Ressamlar Cemiyeti'nin "Altin Baykus,
Büyük Ödülü'nü kazanmasina
neden olmustur. 1977'de Bükres'te gerçeklesen
Balkan Ülkeleri Plastik Sanatlar Sergisi'ne "Karincalar
Geliyor" adli tablosu ile katilmis, 1978'de
"Karincalar Büyüktür"
ve "Çogalan Karincalar"
adli eserleri Istanbul Resim ve Heykel Müzesi
koleksiyonuna alinmistir. "Yesil
Karincalar" adli yapiti da sanatcinin 1968-78
arasi on yillik bir doneme yayilan Karincalar serisi
donemindendir.
1979'da Görsel Sanatçilar Dernegi'nin
düzenledigi Mayis Sergisi'nde "Okuyan
Makinacilar" yapiti ile Basari Ödülü
almistir. 1
Eylül 1994'te Uluslararasi Plastik Sanatlar Dernegi-AIAP
Unesco'nun "50 Yil Hizmet Onur Ödülü"ne;
1995-98 arasi altmisinci sanat yilini kutladigi sergilerinin
ardindan 1999 yilinda da "kültür ve
sanat yasamimiza yaptigi unutulmaz hizmetleri nedeniyle"
Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek
Birligi GESAM'in verdigi Büyük Ödül'e
layik görülmüstür.
Mümtaz
Yener'in toplumsal yapinin temeline dayanan çok
figürlü çalismalari Neo Klasik bir
üslupta gelisir.
Küçük parçalarin birleserek
bütünlesmesi ve bu kenetlenis içinde
büyük bir güç kaynagi olusturmasi
sanatinin ana felsefesi sayilabilir. Makinelere ve Karincalara yöneliste de bu felsefe saklidir.
Insan makineye hükmedebiliyorsa, onu yeniden
yaratabiliyor demektir.
Insan, makine ve karinca sanatçinin renk
ve sekil anlayisinda çagdas bir estetik yapi
olusturmustur.
Çalismalarini bugün de ayni konular
çerçevesinde sürdüren ve yurtiçinde
ve yurtdisinda sayisiz kisisel ve karma sergiler gerçeklestirip
ödüller alan sanatçinin yapitlari ulusal
ve uluslararasi birçok müzede ve özel
koleksiyonda yer almaktadir. Sanat yasamini halen aktif
olarak Istanbul Fenerbahçe'deki atölyesinde
sürdüren sanatçi, 1945 yilindan bu
yana sair Muzaffer Arabul'un kizkardesi Sadan Yener'le
evlidir. Çiftin tek çocuklari olan bendeniz
ise 1985 yilindan bu yana sanat yasamimi New York'ta
sürdürmekteyim.
_
_ _ _ _
Ocak 2002, New York, Nina Goksun
Say'a e-mail: ngsay@netscape.net |