| Wildlife
Savuti
Kanali'nda Vahsi Doga...
Yazi ve Fotograflar: Suha DERBENT
Güney
Afrika'nin kuzeyinde küçük bir ülke
Botswana. Komsulari Zimbabwe, Angola, Namibia ve Zambia
gibi, kendi topraklarindaki dogal yasami ekoturizme
dönüstürebilmis ülkelerden biri
ayni zamanda. Afrika'nin güneyindeki en zengin
ülkelerden olan Botswana'da çok zengin elmas
madenleri bulunuyor.
Doganin
bakirligi açisindan Afrika'nin en çok
turist çeken ülkesi Botswana'da turizm gerçekten
çok pahali ve çok lüks isletmeler
tamamen beyazlarin elinde.
Afrika'ya safari yapmak için gidenler
bu kara üzerindeki ülkelerde safarinin ne
kadar lüks yapildigini bilir. Bir gecesi bin dolardan
baslayan kimi safari programlari gerçekten buralara
gidenlerin tatillerini bir rüyaya çevirir.
Botswana'da bu rüya inanilmaz boyutlara ulasiyor.
Safari kamplarinda konaklamalar öyle 50-60 kisilik
kamplarda olmuyor. Bir kamta 7 bilemediniz 8 çift
kalabiliyor. Yani yatak kapasiteleri o kadar ama son
derece lüks kamplar bunlar.
Botswana'nin
kuzeyinde, Savuti Kanalinin kenarinda
Botswana'da
safari yaparken en ilginizi çekecek olan sey
bu ülkedeki su kanallari. Zaten kamplarda su kanallarinin
aralarindaki kara parçalari üzerinde bulunuyor.
Bu nedenle uçaklar genelede iki kisilik. Çünkü
uçaklarin inebilecegi büyük havalimanlari
yok. Ben Botswana'da ilk safarimi Savuti Kamp'ta
yaptim.Kasane havalanindan küçük bir
uçakla yarim saatlik bir uçusla Savuti
kanali yakinlarinda toprak zeminli bir havaalanina indim.
Yolculuk sirasinda yukaridan Chobe nehrini ve fil sürülerini
gözleyerek yol aldim. Havaalanin'da beni kamp müdürü
olan Chisto karsiladi. Ve Land Roverimize binerek Savuti
Kamp'a gitmek için uzunca bir kanal yolculugu
yaptik. Kanallar gerçekten de Botswana için
önemli çünkü kamplar arasi ulasim
genelde bu yolla saglaniyor. Savuti kanali ise artik
içinde su akmayan bir kanal; Angola'nin yükseklerinde
kasim ile mart-nisan gibi baslayan yagmurlar sonrasinda
önce Kwando nehrinin üzerinden geçtigi
topraklara göre ad degistirerek önce Linyati
daha sonra da Chobe nehrini olusturuyor. Nehir ayni
nehir ama adi degisiyor. Chobe, Zambezi'ye akiyor ve
adi Zambezi nehri oluyor. Zambezi ise Victoria selalesi'ne
akiyor.
Savuti'nin baslangiç aldigi yer Linyati Nehir
sistemine yakin olan Zibadinja lagoonu. Kanal buradan
Savuti batakligina ve Chobe'ye dogru uzaniyor.
Bu kanal bazen su ile dolmus bazen de simdiki gibi (Benim
gittigim mevsim yaz) kuru kalmis oluyor. Savuti kanalinin
en son 1851'de aktigi biliniyor. 1870'lerde ise su akmasi
durmus ve bu kuruluk 1957'ye kadar öylece kalmis.1957-1982
arasinda tekrar suyla dolan kanal, o tarihten bu yana
bir daha su görmemis. Ama yagmur sezonunda burada
göletler olusuyor Hayvanlarin çabalarina
göre gölet uzunca bir süre sulu kalabiliyor.
Yani eger yeterince derinlestirmislerse göleti,
iyi bir yagmur sezonu sonunda kalici bir gölet
olusabiliyorlar.
Benim Botswana'ya gittigim yaz mevsiminde suyu seven
ve o tarihlerde kanal içinde yasama imkani bulan
bir çok agaç su anda kurumus ve kanal
boyunca görülebiliyor. Kamp çalisanlari
nehrin tekrar akmasini umuyor. Ama bu ne zaman olur
kimse bilmiyor.
Safariye çiktigimiz saatler boyunca bir yandan
hayvanlarin yasamlarina dair bilgiler aliyoruz bir yandan
da buradaki doganin dengesi ve degisimleri üzerine
sohbet ediyoruz rangerimizla.
Ranger Sweeperc, kanalin akmamasinin sebebinin,
baslangiç aldigi lagoonun engellenmis olmasindan
kaynaklandigini ve bu engeli de sismik hareketlerin
olusturdugunu söylüyor. Yer bilimi haritalarina
göre; burada 16500 km boyunca uzanan Büyük
Resif Vadisinin bu kitayi enine katettigi görülüyor.
Sismik hareketler de burada oluyor ve tahminen 3000
yil sonra burasi Afrika kitasinin iki ucunu birbirinden
ayiracak. Bu hareketlilik Kalahari Çölü'nün
kalinca bir tabaka kum olmasi sebebiyle fazla dikkat
çekmiyor.
Benim safari yapmak için kaldigim kamp, 1998
yilinin Temmuz ayinda açilmis. 125.000 hektarlik
Linyati sahasi içinde, Chobe U.P. disinda off-road
yapabilme imkani saglayan ruhsatli özel bir arazide.
8 konuk alabiliyor. 8 kisilik bu lüks safari kampinin
odalri iki kisilik ama iki kisilik odalarda tek kalmak
isteyenler olabilir düsüncesiyle fazladan
bir çadir daha var. Yani kampta 5 çadir
bulunuyor. Kapm arazisi içinde ayrica 4 yapay
gölet olusturulmus. Bu göletlerin farkli oldugunu
hayvanlar hemen kesfetmisler. Hatta filler taze suyu
sevdikleri için bu göletlerde toplaniyorlar.
Bu göletler sayesinde kampin yakin çevresinde
yabani hayatin çevreye dagilimi ve ferahlama
saglaniyor.
Botswana'da, bir çok Afrika ülkesinde oldugu
gibi fil populasyonu sorun yaratiyor. Çünkü
filler agaçlarla beslendikleri için bir
günde tonlarca agaci yok ederek diger canlilarin
yasamlarinda sorun yaratiyorlar. Botswana'da tahminen
40.000 ile 90.000 arasinda fil yasiyor. Bu fillerin
baska bir yere nakli ise oldukça pahali. Ekolojik
koridorlar araciligiyla Zambia, Zimbabwe veya Namibia'ya
yollanmalari da bir çözüm olamiyor.
Çünkü buralarda da yogunluk fazla.
Bu bugün bu sorun Afrikada birçok yerde
yanitsiz bir sorun olarak duruyor
Kampin müdürü Christo Potgieter ve sevgilisi
Debbie Kilian Botswana'yi ve vahsi yasamin
ortasinda hayatin nereye gittigini izlemeyi çok
seviyorlar. Kamp ayni zamanda bazi arastirmalara da
evsahipligi de yapiyor. Ayda ve yilda bir gelen bir
arastirmaci ayni noktalardan ayni yöne ve ayni
yüksekliklere koydugu kamerayla fotograf çekiyor
ve bitki örtüsü, yabani yasamin sayim
ve gidisatina bakiyor. Arastirma sürdügü
için sonuçlar henüz açiklanmamis.
Burasi kisiye özel hizmetiyle, az kisi bulunmasinin
rahatligiyla ve bölgenin kuru oldugu zamanlar yabani
yasamin yogun aktivitesine tanik olmasi ile konuklarina
farkli bir deneyim yasama imkani sagliyor. Gerçekten
de bu kampta kendinizi evinizde ve çevrenizde
sizin rahatiniz için çalisan insanlarin
arasinda çok zengin hissedebilirsiniz.
Savuti
Kanali Botswana'da çok ünlü bir kanal
ve kanal'n sonundaki bataklikta bazi filmler de çekilmis;
örnegin; Journey To The Forgotten River (Kayip
Nehre Yolculuk), Stolen River (Çalinmis Nehir),
Wayne Winde/William Tailor, Eternal Enemies (Ebedi Düsmanlar),
Derek Joubert, Young And Wild (Genç Ve Vahsi)-Wayne
Winde filmleri bunlardan bazilari.
Savuti'de safari
Ranger
Sweepers ve Tracker-iz sürücü Antuetsi
ile her sabah 05:30 sularinda çikiyoruz safariye.
Islemler degismiyor pek. Diger Afrika ülkelerindeki
safari kamplarinda oldugu gibi burada da peksimet ve
kahve ile yapilan bir atistirma sonrasi araçlara
biniliyor.
Sabaha karsi Savuti kanalinin üzerinde buharlardan
bir bulut olusmus. Zebra ve wildeebest sürüleri
araçlarin sesinden ürkerek ayaga kalkip
koymaya baslayinca toz ve buhar bir baska diyara götürüyor
insani. Sanki bir ressamin tablosunun içindeymisim
gibi hissediyorum. Öylesine
gerçek disi ve etkileyici. Oysa hersey gerçek.
Sonra aslanlar çikiyor karsimiza. Sabah serinliginde
hiç olmadiklari kadar hareketliler. Biliyoruz
ki savanlarin en sosyal hayvani aslanlar. Gruplar daha
dogrusu aileler halinde dolasiyorlar. Bir grup zebrayi
gözlerine kestirdiler. Belki aralarinda yüz
metre var tam kestiremiyorum disi bir aslan pusuya yatti
ama arkasinda yavrusu onunla oynamak istiyor ve sürekli
üzerine çikarak debeleniyor. Disi aslan
bir süre bu oyunlara ses çikartmadi ama
biraz sonra ani bir hreketle yavruyu üzerinden
atarak iyice topraga dogru yatti. Diger disi aslanlar
ise simdilik hareketsiz kalmayi yegliyorlar. Aslinda
genellikle bir kaç ayri yönden saldirmayi
tercih ederler ama bu defa sanirim tembellik agir basiyor.
Erkekler ise genellikle disiler avi yakaladiktan sonra
onu yeme safhasinda katilimci oluyorlar. Bu arada disi
aslan yerde büyük bir sabirla sürünmeyi
sürdürüyor. Bu, sürünerek yaklasma
süreci simdi oldugu gibi her zaman genis bir zamana
yayilabiliyor. Biraz da disi aslanin sabri ile ilgili
tabii. Ama uzun süre sabretmek genelde basarili
bir av ile sonuçlaniyor. Aslinda aslanlar eger
bir tercih yapma sanslari varsa zebralar yerine wildebestleri
tercih ediyorlar. Çünkü saldiri aninda
zebralar daha çabuk davranip kaçmayi deniyor.
Ama Wildebestler ise önce bir araya toplanip bagrisarak
aslanlari ürkütmeyi deneyip daha sonra kaçmayi
tercih ediyorlar. Ve bu da aslanlara ava yaklasmak için
zaman kazandiriyor. Isiin en ilginç tarafi ise
Zebra sürülerinin sanki bunu biliyormus gibi
(belki de biliyorlar) hep wildebest sürüleri
ile birlikte dolasmalari. Öte yandan zebralar uzun
mesafeyi asla net göremedikleri için yerdeki
çalilarin arasinda sürünen bu aslani
asla farkedemiyorlar. Zira rüzgar da zebralardan
aslana dogru esiyor ve bu ise her zaman oldugu gibi
bir tarafin sansi digerinin ise sanssizligi oluyor.
Disi aslanimiz ise gerçekten sabirli. Yavru ise
oyundan vazgeçmis durumda. Aslanlar genellikle
avlarina arazi nasil olursa olsun en azindan 15 metre
yaklasana kadar bekliyorlar. Sanirim benim bildigim
bu bilgiyi bizim disi aslan da biliyor ve dogrulayacak.
Çalilarin yüksekligi nedeni ile onu gözden
kaybediyoruz. Ve bu bosluktan yararlanarak av startinin
baslayacagini tahmin ettigim yere dogru ilerliyoruz.
Daha dogrusu avi izleyebilmemiz için uygun olan
ama ne aslani ne de zebralari aracimizin hareketi ile
ürkütmeyecegimiz bir yer belirliyor ve orada
tekrar kontagi kapatip uzun bekleyise basliyoruz.
Fakat aslan benim tahminimden daha akilli ve sabirli
çikarak uzun bir yol katederek zebralarin arkasina
dolasmayi yegliyor. Bizi hiç umursamadigini da
belli etmis oluyor. Çünkü bizde oradayiz.
Ama onunda hiç ummadigi bir sey oluyor ya da
zebralar bu defa koku aliyorlar ve yönlerini degistirip
tam tersi yöne dogru yavas yavas ilerliyorlar.
Bunu gören disi hemen saldiriya geçiyor
ama bu basarisiz bir atak oluyor. Zebralar kurtuluyorlar.
Disi ise onlara, nasil kaçirdim dercesine arkalarindan
uzun uzun baktiktan sonra agir adimlarla diger aslanlarin
yanina dogru ilerlemeye basliyor. Zebralar nefes nefese
ve soluk alislarini duyabiliyoruz. Yasiyor olduklarina
seviniyorlar. Çünkü bu gün sans
onlara güldü. Ama belki yarin böyle olmayacak
ve yasli, güçsüz bir tanesi aslanlarin
yasamini sürdürebilmesinin bir günlük
bedeli olabilecek. Iste vahsi doga! Ama bana yine de
bizim yasamimizdan daha vahsi gelmiyor tüm bunlar.
Çünkü hiç bir aslan karni tok
olunca avlanmaz ya da ayni anda birden fazla zebra avlamaz.
Sadece gerektigi zaman ve yeterince. Oysa bizim yasamimizdaki
aç gözlülük çok daha uzun
yazilara konu olabilecek durumda...
Vahsi doga'da bunu ara sira görebilmek mümkün
ve ben Savuti kampta sansli biri olarak bir kaç
kez izledim.Ve hep doga bana bir seyler ögretti.
Sanirim benim gibi giden herkese ögretti ve ögretmeye
devam edecek. Dilerim hepimiz bu ögretiyi reddetmeyiz.
Çünkü dogayi gitgide ögretmek
yerine bedeli agir dersler vermeye zorluyoruz.
Aksam gün batarken kampa dogru yol almaya basliyoruz.
Kampa girerken uzaktan rüzgarda sallanan lambalarin
isiltisi ates böcekleri gibi görünüyor.
Aksam yemegi hazirlaniyor. Önce bir içki
aliyoruz ve sonra aksam yemegi öncesi odalarimiza
gidip dus aliyoruz. Çadirlarin önünde
isteyenlerin dogaya karsi yikanmalari için ayrica
bir dus var. Tamamen doga ile basbasa kalmak için
ideal bir yer burasi.
Kamptaki havuzda ise, zaten çok az kisi kaldigi
için genelde bir ya da iki kisi yüzüyor.
Sabahlari ve aksamlari hava çok soguk ama ögle
saatleri özellikle safariden dönüste
yüzmek için ideal.
Dus alip hemen restorana dogru yöneliyorum. Açik
büfe yemekler çok seçenekli. Balik,
tavuk, kirmizi et, salatalar, sicak ve soguk tatlilar
ve sarap. Afrika'da günes kipkirmizi batarken bir
kadeh kirmizi sarapla güne veda ediyorum...
Ne
götürmeli?
- Resmiyetten uzak giyinin.
- Dogal renkler tavsiye ediliyor. Parlak
renkler böcek ve sinekleri çekecegi için
parlak renklerden kaçinmak gerekiyor.
- Kis ve gece için sicak tutan kiyafetler götürmek
gerekiyor.
- Rahat yürüyüs ayakkabilari.
·Mayo
götürün.
·Dürbün
ve Kamera.
·Anti-sitma
tabletlerinin alinmasi gereklidir.
·Parfüm
ve deodorant götürmeyin çünkü
onlar da böcekleri çekiyor.
Nasil
gidilir?
· Istanbul-Johannesburg
Emirates ile uçuluyor.
·Johannesburg-Maun(Botswana)
Air Botswana ya da South African Airlines ile uçulabilir.
Daha
fazla bilgi icin e-mail: catman@turk.net
Suha
Derbent: Profile
©
Yazi ve fotograflar: Suha Derbent, January 2002
|